Hekim hakları, öncelikle hekimin bir hak öznesi olarak insan olmaktan gelen haklarıyla var olmak zorundadır
Meslektaşlarımızın uzun saatlere yayılan nöbetlerle bir nöbet çıkışı kamyonun altında kalıp iş cinayetine kurban edilmemeleri, kölelik düzeninde çalıştırılmamaları, nitelikli eğitim alabilmeleri için yürüttüğümüz mücadele, hekim hakları mücadelesidir. Beş dakikada bir dayatılan poliklinik randevularının halk sağlığına vereceği zararı anlatıp bu uygulamaya karşı çıkmak, performans denen nicelik ölçme birimlerinin emeğimizin değerini ölçemeyeceğini, sağlık hizmetinin niteliksizleşmesinin yolunu açacağını ifade ederek niteliksiz sağlık hizmetine dur demek de hekim hakları mücadelesidir. Sağlık hizmetinden kaynaklanan zararların bedelinin hekimlere yüklenmesine karşı olmak, zararların ortaya çıkmaması için nedenlerini ortaya koyup bunlara karşı somut adımlar atmak, zararların her koşulda kamusal kaynaklardan karşılanması için uğraş vermek de hekim hakları mücadelesidir. Güvenli ve güvenceli koşullarda çalışmak için bize dayatılan çalışma/çalıştırılma biçimlerine karşı çıkmak da hekim hakları mücadelesidir. Toplum sağlığını olumsuz etkileyen ekolojik yıkımın karşısında durmak, sağlıklı kalabilmenin yollarını aramak ve sağlığımızı korumak ise hekim hakları mücadelesinin olmazsa olmazıdır. İnsana dair ne varsa, hem hekimin hem de hekimlerin meslek örgütünün uğraş alanındadır.
Halk sağlığını koruma görevi TTB’ye yasayla tanımlanmış, ancak daha sonra bu görevi TTB’nin elinden alma çabaları yürütülmüştür. Süreç içinde TTB’nin meslek ilke ve değerlerini koruma ve geliştirmesinin önüne engeller çıkarılmış, örgütün işlevsiz kılınması için çalışma ve yetki alanları bakanlıklara dağıtılmıştır. TTB, tüm bu çabalara rağmen mücadele gücünü hiç yitirmemiş, etki alanını daha da genişletmiştir (https://www.ttb.org.tr/kutuphane/kazanimlarimiz.pdf).